Modern anlamda algıladığımız tıp her ne kadar son 2 asırdır baş döndürücü bir hızla gelişse de tıbbın tarihi çok eskilere dayanır. İnsanoğlunun ilk yaratıldığı andan beri tedavi ihtiyacı içinde olduğuna inanılır. Tarihi kaynaklar, milattan önce 4 bin yıllarından kalma bazı tedavi yöntemlerine işaret etmektedir. Günümüz modern tıbbı kanıta dayalı olarak ilerler ve bir tedavi yönteminin kullanılması için, faydalı olduğunun bilimsel olarak ispatlanmasını gerektirir. Bu alanda birçok bilimsel çalışma halen devam etmektedir. Bilimsel araştırmalar birçok ilkeye bağlı olduğundan yavaş ilerler. Örneğin yeni bir ilacın piyasaya sürülmesi 15-20 yıl sürmektedir. Oysa ki insanoğlunun tedavi ihtiyacı bekleyemez.
Günümüzde, genel anlamda bilindiği şekilde geleneksel ve tamamlayıcı tıp, sadece ozon, kupa, apiterapi, mezoterapi, akupunktur demek değildir. Bitkisel ürünlerin, tıbbi bitki ekstrelerinin preklinik ve klinik araştırmalarını da kapsamaktadır. Laboratuvarda yapılan araştırmalar bir nevi geleneksel tıbbın tamamlayıcısı olmuştur. Ancak geleneksel tıbbın, doğal bitkisel ürünlerin ve tıbbi bitkilerin çeşitli tıbbi etkilerinin, aktif komponentlerinin araştırıldığı bir alt bilim dalı haline geldiği maalesef yaygın olarak bilinmemektedir. Öte yandan halk arasında kupa, ozon, sülük larva terapi gibi uygulamaların hurafe olduğu ve bilgisiz insanlar tarafından yapıldığına dair düşünce devam etmektedir. Oysa artık getat uygulamaları, uygulama eğitimleri sadece sertifikalı tıp hekimleri ve diş hekimleri (bazı durumlarda hekimlere diğer sağlık personeli yardımcı olabilmektedir) tarafından yapılmaktadır. Yönetmelik dışındaki uygulamalar ve doktor olmayan kişiler tarafından yapılan uygulamalar suç haline gelmiştir.
Çok eski çağlardan beri kullanılan bazı geleneksel tedavi yöntemleri halk tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Bu tercih sonucunda Sağlık Bakanlığı, geleneksel ve tamamlayıcı tıp yönetmeliğini yayınlayarak bu uygulamaların yasal düzenlemesini yapmıştır. Yönetmelikle 15 farklı alanda geleneksel tedavi yönteminin uygulanmasına izin verilmiştir. Ülkemizde bu yönde tedavi hizmeti veren klinikler hızla yaygınlaşmaktadır. Hastanemizin bu alandaki planı öncelikle tüm geleneksel tamamlayıcı tıp alanlarında hizmet veren kliniğin hizmete açılmasıdır. Bu kapsamda hastanemiz geleneksel tıp polikliniğinde halen 11 farklı alanda tedavi hizmeti verilmeye başlanmıştır. Bu yönüyle merkezimiz ülkemizde en fazla geleneksel tıp tedavisi uygulayan merkezler arasındadır.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) tedavileri aslında diğer tedavilere destek olan tamamlayıcı tedavi yöntemleridir. GETAT tedavisi almak isteyen hastalarımızı öncelikle ilgili doktor değerlendirmektedir. Değerlendirme sonucunda hastanın ihtiyacı olan başka modern tıp tedavileri varsa o tedavilere yönlendirilmektedir. Diğer tedavileri aksatılmadan, hastamızın fayda göreceği düşünülen GETAT tedavileri de ek olarak hastaya uygulanmaktadır. Hastalarımız direk olarak randevu alıp GETAT polikliniğimize başvuru yapabilmektedirler. SGK ödemeleri kapsamında olmadığı için, sigortalı olsun olmasın tüm hastalarımız için tüm GETAT tedavileri ücretli olarak uygulanmaktadır.
Polikliniğimizde uygulanan tedavilerden biri ozon tedavisidir. Ozon, oksijenden üretilen bir gazdır. Hastadan steril ortamda 100 mL (1 çay bardağı kadar) kan alınarak ozon gazı ile karıştırılır ve kan aktifleştirilir. Daha sonra aynı yolla steril olarak kişinin kendi kanı kendisine verilir. Hastanın tüm vücuduna yayılan aktiflenmiş kan, diğer hücreleri de aktifleştirerek fayda sağlamaktadır. Bu yolla bağışıklık sistemine destek olduğu, vücuttaki metabolizmayı hızlandırdığı, tüm vücutta kan akışını artırdığı, yara iyileşmesini hızlandırdığı bilinmektedir. Şeker hastalarının iyileşmeyen ayak yaraları gibi zor iyileşen kronik yaralarda mucizevi faydalar sağlayabilmektedir. Kronik ağrı ve kas ağrılarında faydalı olmaktadır. Tüm vücutta kanlanmayı ve oksijenlenmeyi artırmasına bağlı olarak birçok hastalıkta yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır. Genel olarak birkaç istisna dışında tüm hastalarımıza ozon tedavisi uygulanabilmektedir.
Halk arasında “Hacamat” olarak bilinen kupa tedavisi polikliniğimizde uygulanmaktadır. Kup tedavisinin halk arasında dinimiz nezdinde de geçerli bir yeri vardır ve sıklıkla vatandaşlarımız genel sağlık amacıyla yaptırmaktadır. Vucudun belli bölgelerine ciltte yüzeyel kesi yapılarak, kesi bölgesine vakumlu kupa uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Cilde uygulanan tüm malzemelerin steril olması ve antisepsiye dikkat edilmesi gerekmektedir. Vücudun birçok bölgesine yapılabilir, sıklıkla sırta yapılmaktadır. Kafaya, kollara bacaklara da yapılabilmektedir. Vücutta biriken ve normal yollarla atılamayan bazı maddelerin bu yolla atılımının hızlandırıldığı düşünülmektedir. Bağışıklığa destek olduğu ve bazı kas ağrılarında, baş ağrılarında faydalı olduğu bilinmektedir.
Dünyada yaygın olan ancak ülkemizde yeni tanınan arı ve arı ürünleriyle tedaviye “Apiterapi” denilmektedir. Bal arılarının kontrollü olarak hastayı sokması sağlanarak yapılan arı zehiri tedavisi bulunmaktadır. Allerji riski nedeniyle sadece acil tedavi imkanı bulunan hastanelerde bu tedavi yapılmalıdır. Bazı otoimmün hastalıklarda başarılı sonuçlar bu yolla alınabilmektedir. Bunun dışında bal, propolis, polen, arı sütü gibi bazı arı ve kovan ürünleri de tıbbi amaçla kullanılmaktadır. Bu ürünler genllikle sağlıklı beslenme ve bağışıklık sisiteminin desteklenmesi amacıyla tercih edilmektedir.
Geleneksel tedavi yöntemlerinin içinde en eski olanı ve belki de en iyi bilineni fitoterapidir. Bu bitkilerin tedavide kullanımıdır. Binlerce yıldır bazı bitkiler tıbbi amaçla kullanılmıştır. Halen az sayıda bazı bitkiler ilaç olarak kullanılmaktadır. Günümüzde tıbbi bitkiler genellikle aktarlar yoluyla pazarlanmakta ve ciddi bir piyasası bulunmaktadır. Genellikle tıbbi bitki çayları olarak tüketilmektedirler. Hangi hastalıkta hangi bitkinin, hangi dozlarda hangi süreyle tüketileceği önemlidir. Bazı bitkilerin insanlara zararlı olduğu, bazılarının zehirlenmeleri neden olabileceği unutulmamalıdır. Günümüzde dikkatsizce tüketilen bazı bitkilerin karaciğer-böbrek yetmezliğine neden olduğu, bazen ölümle sonuçlanan vakalar olduğu iyi bilinmelidir. Tıbbi bitkiler doğru şekilde kullanıldığında çok farklı hastalıklarda fayda sağlayabilmektedirler.
Hipnoz tedavisi polikliniğimizde yapılan başka bir geleneksel tedavi şeklidir. Bu tedavi özellikle davranış ve düşünce değişikliği gereken durumlarda çok faydalıdır. Bilinç altına atılmış olan bazı geçmişteki tecrübeler nedeniyle yaşanan psikoloji problemlerin çözümünde çok başarılı bir yöntemdir. Bazı bağımlılıkların bırakılmasında faydalı olabilir. Ders çalışma gibi motivasyon gereken durumlarda da faydalı olabilmektedir.
Polikliniğimizde uygulanan “Larva tedavisi” aslında halk arasında Yeşil Sinek diye de geçen Lucilia sericata türü sineğin canlı dokuya zarar vermeden ölü doku ve iltihaplı bölgeyi temizleme amaçlı deri yaralarının tedavisinde kullanılmasıdır. Bu sinek doğada ölü ve leş üzerinde sıkça rastladığımız bir sinek türüdür. Kronik yara tedavilerinde larvalar, genellikle kafes tarzındaki pansumanlarla yada çay-poşeti benzeri yapılarla sınırlandırarak yaraya uygulanmaktadır. Bu terapi yöntemiyle hem yara iyileşmesi gerçekleşmekte hem de olgulardaki nekrotik doku kaynaklı kötü koku önemli derecede azalmaktadır. Bu konuda birçok bilimsel araştırma olup bu yöntem aynı zamanda FDA onaylı bir tedavi yöntemidir. Tüm dünyada yaygın kullanılmaktadır.
Polikliniğimizde sülük uygulamaları yapılmaktadır. Sülük tedavisi sıklıkla larva tedavisi ile karıştırılır; ancak ikisi birbirinden tamamen farklıdır. Larvada sinek larvaları kullanılırken, sülük tedavisinde tıbbi sülükler kullanılır. Hirudoterapi olarak da bilinen bu yöntemde steril Hirudo medicinalis ve Hirudo verbana türleri kullanılmaktadır. Sülüklerin tedavi, amaçlı kullanımı M.Ö. 1500’lü yıllara dayanmaktadır. Çok eski çağlardan günümüze kadar gelmiş sülük tedavisi, birçok rahatsızlıkta yapılan tedaviye yardımcı bir metot olarak uygulanmaktadır. Çoğu toplumun halk tıbbı uygulamalarında yaygın kullanılan bu tıbbi sülükler bugün, salgılarında bulunan biyoaktif maddeleri konu alan in vitro çalışmalardan, klinik olgularda sülük tedavi uygulamalarına kadar birçok bilimsel araştırmalara konu olmaktadır.
Polikliniğimizde uygulanan Akupunktur tedavisi, Geleneksel Çin Tıbbı'na göre vücudu saran Enerji Kanalları üzerinde yer alan özel noktaların, steril iğne ile uyarılarak ilgili organlardaki rahatsızlıkların giderilmesi için kullanılan bir yöntemdir. 1970’lerden sonra batı toplumlarında da yaygınlaşmıştır. Akupunktur, tüm modern dünyada tamamlayıcı tıp adı altında kendine yer edinmiş ve destek bulmuştur ve geleneksel tıbbın atası olarak kabul edilmektedir.
Cilt içine bazı ilaçların enjeksiyonu yoluyla yapılan mezoterapi özellikle kozmetik amaçlarla tercih edilmektedir. Saç dökülmesi ve cilt gençleştirme bunlara örnektir. Kronik eklem-kas ağrılarında proloterapi başka bir tedavi seçeneğidir. Kişiye özel hazırlanmış bazı ürünlerin uygulandığı homeopati de polikliniğimizde uygulanmaktadır.
Sağlıklı yaşamak için en kolay yollardan biri; sağlığı zamanında korumaktır. Sağlığını koruyarak yaşamak, birçok tıbbi tedavi yönteminden daha faydalı sonuçlar doğurabilir. Merkezimizde sağlıklı yaşamak için hastalarımıza bilgilendirme ve motivasyon sağlanmaktadır. Sigaradan uzak durmak, obeziteyle mücadele, fiziksel aktiviteye dikkat etmek, dengeli beslenmek ve stres seviyesini azaltmak gibi tedbirler, sağlıkla yaşamak için önemli ilkelerdir. Tüm sağlık sorunlarında diğer tedaviler yanında, geleneksel ve tamamlayıcı tıp tedavileriyle de Niğde Halkı’nın yanında olduğumuzu bildirir, sağlıklı günler dileriz. GETAT Uygulama Polikliniğimize gelerek veya hastanemizi arayarak 5201-5202 dâhili telefondan detaylı bilgi alabilirsiniz.